Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz

3 Haziran 2008 tarihinde tarafından eklendi.

Aziz Nesin’in bu eseri, toplumun ve bürokrasinin çarpık taraflarını iğneleyici bir üslupla ortaya koymaktadır. Bu roman 1977’de yayınlanmıştır. Kimliği olmadığı için devlet onun yaşadığına  inanmaz.  Böyle bir kahramanın başından geçen olaylar komik bir dille işlenir. Eser teknik özellikler bakımından yetersizdir.

Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz Özeti:

Cezaevi imamı artık suçlularla uğraşmaktan bıkmıştır. Onların ıslah olabileceğine olan inancını tamamen yitirmiştir. Yalnız cezaevinden çok yakında çıkacak olan Yaşar ile yakın dost olmuştur. Yaşar kendini dine vermiş, sürekli camiyi te­mizleyen biridir. Koğuştaki herkes Yaşar Yaşamaz’ın aniden dine sarılışına, imamın yanından ayrılmayışına şaşırmaktadır. Bu arada Yaşar’ın iyi para kazanması kuşkulan artırır. Netice­de bir gün her şey ortaya çıkar. Meğer, Yaşar yeni hapisten çıkmış ortağı ile imamı eroin işinde kullanmaktadır. Yaşar’ın ortağı gündüzleri imamın oturduğu kahvehanede imamın cüppesinin içine eroin koymakta, Yaşar da camide herkes sec­dede iken eroini imamın cüppesinin içinden almaktadır. Böy­lelikle saf bilinen Yaşar, tarihte görülmemiş bir ustalıkla uyuş­turucu ticareti yapmaktadır. İmam bunu anlayınca Yaşar’ı bir daha camiye sokmaz.
Yaşar, bu olaydan çok önce hapse girmiştir. Birinci ko­ğuşta boşalan yere getirilmiştir. Koğuşa geldiği ilk gün herkes onun deli olduğunu düşünmüştür. Yaşar, sürekli olarak olma­dığını, yaşamadığını söylemektedir. Koğuştakilere yaşamını anlatmaya başlar. Yaşar, daha on iki yaşında iken yaşamadı­ğını anlamıştır. Babası onu hükümet okuluna yazdırmaya gö­türmüştür. Fakat nüfus cüzdanı olmadığı için yazılmamıştır. Babası ile nüfus memurluğuna gittiklerinde daha komik bir durum onları beklemektedir. Memur, kütüklerde babasının bir çocuğu olduğunun yazdığını tespit eder. Fakat çocuk Ça­nakkale Savaşında şehit düşmüş olarak kayıtlıdır. Ne yapsa­lar da devlet yanlış yapmaz denildiği için dertlerini anlata­mazlar. Kütüklere göre, Yaşar’in annesi, babası ile 7 yaşında iken evlenmiş, bir de onunla evlenmeden önce bir başkasıy­la da evlenmiştir, güya Yaşar bu evliliğin mahsulüdür. Bun­dan sonra Yaşar’a asla nüfus kâğıdı alınamaz. Yaşar’ın ken­dinden önce dört kardeşi ölmüştür. Ailesi yaşasın diye adını Yaşar koymuştur. Fakat kayıtlarda şehit yazıldığı için devlet onun yaşadığına asla inanmamıştır. Yaşar büyüdükten sonra Anşe isimli bir kızla nişanlanır. Tam evlenecekleri zaman as­ker kaçağı diye götürülür. Yaşar’ın babası durumu anlatır. Devlet belki böylelikle Yaşar’ın yaşadığına inanır diye Yaşar’ı askere gönderirler.
Yaşar, cezaevine gireli 3 gün olmuştur. Koğuştaki herkes onun tatlı diliyle anlattığı hayat hikâyesini dinlemekten çok mutludur. Yaşar bir de saz çalıp yanık türküler söylemektedir. Yaşar, askerlik hayatını anlatmaya başlar. Bütün arkadaşları terhis olduğu hâlde kendisi terhis olamamaktadır. Nüfus kâ­ğıdı gelmediği için günler geçer, terhis olamaz. En sonunda insaflı bir komutan onu gönderir. Köyüne döndüğünde ba­basının öldüğünü öğrenir. Miras işleri için çok uğraşır, bir süre bürokrasi yüzünden sinir krizi geçirir. Tımarhaneye atılır. Has­tanede bir yıl yatmak zorunda kalır. Çünkü nüfus cüzdanı yoktur! En sonunda hastaneden kaçar da kurtulur. Fakat ko­caman şehirde babasının mirasını da alamadığından parasız kalıverir. Nüfus cüzdanı olmadığı için işe de girememektedir.
Yaşar, koğuşta artık anlatıcılık yaparak hayatını kazan­maktadır. İnsanlar onun hayat hikâyesini büyük bir zevkle dinlemektedirler. Bu yüzden ona para vermektedirler.
Yaşar, hayat hikâyesini kaldığı yerden anlatmaya başlar. Satı Bey adında bir baba dostu ile tanışmıştır. Satı Bey’in ger­çek ismi Satılmış’tır. Fakat o kendini İstanbullu gibi tanıttığı için ismini değiştirmiş, yalancı bir politikacıdır. Yaşar, ona derdini anlatır ve işinin olmadığını söyler. Satı Bey, ona bir kart yazar. Kartı gösterdiği her iş yeri onun referansı ile Ya­şar’ı işe alacaktır. Yaşar, nişanlısı Anşe’ye hayal ettiği gibi mü­zede hademe olup onu da yanına alacağına dair söz vererek yola çıkar. İstanbul’da bir hemşehrisini bulur. Hemşehrisi eşi­nin parasıyla geçinen sahtekârın biridir. Çıkarı için Yaşar’a yardım eder. Yaşar, hademe olmak için müzeye her gün gi­der. Fakat müdürle bir türlü konuşamaz. Bu arada Satı Bey’in de politikadaki üstünlüğü sona ermek üzeredir. Bir an önce i-şe girmezse elindeki kâğıt hiçbir şeye yaramayacaktır. En so­nunda müdüre ulaşır. Müdür, Satı Bey ismini duyar duymaz büyük bir ihtimam gösterir. Ama işe almaz. Yaşar’ın dertleri bitmez. Eve döner dönmez nişanlısından bir mektup alır. Ya­nına almazsa onu başka biri ile evlendireceklerdir. Yaşar iş de bulamamıştır. Nişanlısı Anşe’yi bir köşke hizmetçi olarak ve­rir. Kendisi de iş arayacaktır. \
Yaşar, nişanlısından aldığı parayla bir adamla ortak olup manav açar. Sözleşmede her ikisinin de adı yazmaktadır. Ma­nav çok iyi çalışmaktadır. Bir sürü para kazanırlar. Fakat or­tağı bir süre sonra bütün malzemeleri ve paraları alarak ka­çar. Yaşar’ın yine nikâh yapmak için yaptığı bütün çabalar boşa girmiştir. Yaşar, ortağını mahkemeye de verse kimliği ol­madığı için mahkeme onun sahtekâr olduğuna inanır, bir de vergi ödemek zorunda kalır. Yaşar, bundan sonra resmî bir dairede odacı olmak için uğraşır. Fakat daireye girer girmez şapkasını kaybeder ve şapkasını kayıp bürosundan bürokra­siye takıldığı ve nüfus cüzdanı olmadığı için alamaz. Yaşar, İs­tanbul’da birkaç işe girer, hiçbiri sürekli olmaz. Bir de Anşe hamiledir. En sonunda Anşe’nin çalıştığı konakta bekçi olur.
Çok iyi para kazanmaktadır. Fakat ev sahibi onun nüfus kâğıdının olmadığını anlayınca işten kovar.
Koğuşta başından geçenleri anlattıkça arkadaşları hapis­ten çıkınca Karakaplı Nizami Bey’e giderse her sorunu çöze­ceğini söylerler. Yaşar, burada para kazanmanın yolunu da bulur ve epey para toplar. Hapis, ona tam bir hayat üniversi­tesi olur. Her türlü entrika ve üçkâğıtla para kazanmanın yo­lunu öğrenir. Artık hapisten çıkacağı gün gelmiştir. Hapse gir­diği ilk gün kirli ve kötü giyimli olan Yaşar manken gibi ve altın yüzüklerle hapisten ayrılır. Onun artık piyasadaki Kara­kaplı Nizami Beylere ihtiyacı yoktur. Çünkü kendisi Karakaplı Nizami Beylerden biri olmuştur.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
Pastoral Şiir