Sokakta

3 Haziran 2008 tarihinde tarafından eklendi.

Eser Hakkında:

Eser, 1975 yılında Peyami Safa Roman Yarışması’nda Başarı Ödülü almıştır. Konusunu son yüz elli yılın toplumsal yaşamından almıştır. Bir sokak çerçevesinde insanlardaki de­ğişim ve aldatılmış insanlığın dramı ele alınmıştır. Bahaettin ÖzkişiSokakta romanında, manevi değerleri hiçe sayan materyalizmin ülkeyi istilası an­latılmaktadır. Cin ve şeytanlar gibi fantastik öğelerin bulun­duğu romanda millî değerler ve inançların yok oluşu mühim bir yer tutar.

Sokakta Kahramanları (Kişileri):

Onlar: Kötülüğü simgeleyen ve eserde sokaktan başla­yarak bütün dünyanın aldığı korkunç durumun nedeni ola­rak gösterilen, ateşten yaratılmış cin ve şeytan mahlukatı.
Komiser: Romanda, sözü geçen mahallede yetişmiş, eğitim için bir süre buradan ayrılmış, devleti temsil eden bir ki­şi. Daha sonra ahlaki ve millî değerlere, geçmişindeki bağla­ra inanır.
Çocukluk arkadaşı: Romanda ismi verilmeyen, önce katil olarak görülen bu kişi sokağın değişmeyen yüzünü tem­sil eder. Sokaktan hiç ayrılmamış, değerlerinden asla taviz vermemiş, gerçeği görebilen, inançlı, insani değerleri bozul­mamış, Batı medeniyetinin kötülük getirdiğini düşünen bir ki­şidir. Etrafmdakilerce deli olarak görülür.
Küçük Bey: Sokaktaki konağın beyidir. Mürebbiyelerin elinde büyümüş, inanmayan, dinî değerleri olmayan, mater­yalist biridir. Mahalledeki türbeye ve komiserin çocukluk ar­kadaşına hiç katlanamaz. Onu düşman gibi görür. Romanda şeytan ve cinlerin elindeki maşalardan biri olarak anlatılır.
Katil: Komiserin çocukluk arkadaşının ağabeysidir. Kö­tülüğün simgesi ve şeytanların kölesidir. Kendi annesini şey­tana kurban etme gerekçesiyle öldürür.

Sokakta Özeti:

Şehrin geleneklere en bağlı ve sessiz mahallelerinden bi­rinde yaşlı bir kadın öldürülmüştür. Ölünün yaşlı vücudu yir­mi yerinden yaralanmıştır. Polis tarafından katil olarak gö­rülen, ölen yaşlı kadının küçük oğlu ise katilin “ONLAR” ol­duğunu söylemektedir. Bu sırada olayla ilgilenmesi için bir komiser tayin edilir.

Komiser, bu mahallede yetişmiş, bir süredir Uzakta olan ve katil zanlısı olarak görülen adamın çocukluk arkadaşıdır. Ar­kadaşının kendi annesini öldürmediğinden emindir. Bu ma­hallede böyle bir cinayetin olduğuna da inanamamaktadır. Soruşturmayı başlatır. Önce suçlu olarak görülen arkadaşı ile görüşür. Oldukça esrarengiz biri olan bu arkadaşı, ısrarla işin bir insan tarafından yapılmadığını, cinayeti “ONLAR”in işle­diğini söylemektedir. Dürüst, hiçbir kötülüğün değiştiremedi­ği bu adamın katil olamayacağından emindir komiser.
Komiser, arkadaşını temize çıkarmak ve suçluyu bulmak için eski sokağına ve cinayet yerine gider. Niyeti herkesle ko­nuşmaktır. Sokakta pek çok şey değişmiştir. Eskiden çok güzel bir kadın olan ninenin evine gider önce. Kızı Gülüm, onun çocukluk aşkıdır. Onun veremden öldüğünü öğrenir. Geçmişini özlemle hatırlar komiser. Sonra hemen yanındaki cinayet işlenen eve gider. Yanma bir doktor da tayin edilmiş­tir. Etrafı araştırırlar. Doktor, cesetteki yaraların insan eli ta­rafından açıldığına inanamamaktadır. Odada müthiş bir fa­kirlik ve sessizlik vardır. Kulakları önce bir vınlama ile dolar. İncecik ve metalsi bir ses, “Onu biz öldürdük.” der. Metalsi ses, kendilerinin Allah’a secde etmediği için onunla bir sava­şa giren cin ve şeytan grubu olduğunu söyler.
Katil olduğu sanılan komiserin çocukluk arkadaşı akıl hastanesine yatırılmıştır. Komiser, onu ziyarete gider. Arka­daşı, sokağı çok özlemiştir. Komisere, onlar’la bir savaş için­de olduğunu söyler. Sokakta değişim başladığından beri sa­vaşı tek başına göğüslediğini anlatır. Ateşten yaratılmış ve in­sanlardan önce dünyanın hâkimi olan kibirli yaratıklar, şey­tanlarla savaşmaktadır. Arkadaşı, Batı medeniyetinin onların maşası olduğuna inanmaktadır. İnsanlığı, bu medeniyet para ve madde ile yoldan çıkarmaktadır. Doktoru da ona geçmişi­ni anlattırarak onu iyileştirebileceğini düşünmektedir. Oysa arkadaşı hepsinden hikmet sahibidir.

Sonraki günler, komiser cinayet aletini aramakla meşgul olur. Mahallede yaşlı kadının evine gider önce. 0, asla cina­yeti arkadaşının işlemediğini söylemektedir. O da yaşlı kadını ONLAR’ın öldürdüğüne inanmaktadır. Arkadaşı, komisere içini döker. Komiser, bilgi almak için bu sefer konağın sahibi Küçük Bey’e gider. Küçük Bey, tam bir materyalisttir ve so­kaktaki değişimi kabullenmeyen tek kişi olduğu için katil zan­lısını hiç sevmemektedir. Küçük Bey, komisere katil zanlısının suçlu olmadığını itiraf eder. Çünkü onu, cinayetin işlendiği saatlerde türbede ibadet ederken görmüştür. Bir dilekçe im­zalar ve komiserin arkadaşı temize çıkar.
Komiser, arkadaşı temize çıktığı için mutludur; fakat şim­di asıl katili bulmak zorundadır. Mahalle bakkalını sorgular önce. Ondan ölen kadının, canı gibi sakladığı bir şey olduğu­nu öğrenir. Bunun bir ipucu olduğunu düşünür. Morgda ce­sedi inceler ve o koynunda sakladığı şeyin yerinde olmadığını görür. Demek ki biri onu almak için cinayeti işlemiştir. Bun­dan haberdar olabilecek tek kişi kadının büyük oğlu olabilir. Yanına bir yardımcı alarak onun evine gider. Katilin onun ol­duğunu söyleyince adam, yanındaki yardımcısıyla birlikte komiseri vurur. Yanındaki adam ölür. Komiser ancak kırk beş gün sonra gözlerini açar. Komiser, iyileştikten sonra hastanede çocukluk arkadaşı­nı ziyarete gider. Doktordan arkadaşının, vurulmasını önce­den hissettiğini öğrenir. Bunun ve benzer şeylerin cinler vası­tasıyla kolaylıkla öğrenilebileceğini anlatır arkadaşı. Arkadaşı, cin ve şeytanların işi olan bu cinayetin aydınlanması için has­taneden ayrılır. Komiser, arkadaşı ve doktor iş birliği ile savaşı kazanmaya azmederler. Birlikte kaldıkları bu günlerde arka­daşı huşu içinde gece ve gündüz namaz kılmakta ve Allah’a yakarmaktadır.
Komiser, araştırma için Küçük Bey’in evine gider. Küçük Bey, dadısının tuhaf ölümünden bahseder. Bu ölüm ile son ölen yaşlı kadının ölümü arasında bir bağlantı vardır. Dadı, ona verilen ifrit kılı yüzünden ölmüştür. Bu kılı ona kral olan büyücü babası vermiştir. Büyülü kıl, onun istediğini yerine getirmesini sağlamaya yarar. Bu olayı Küçük Bey’e anlattığı günün sabahında odasında ölü bulunur. Biri, büyülü ifrit kılını alıp onu öldürmüştür. Komisere göre iki cinayet arasın­da bir bağlantı vardır.
Savaş başlamıştır. Komiser, sonuca iyice yaklaşmaktadır. İşin içinde cinlerin olduğu anlaşılmıştır. Aynı gün, Küçük Bey de evinde ölü bulunur. Daha sonraki günler, Küçük Bey’in odasını araştırır. Evde şeytana tapma ayininin düzenlendiği gizli bir yer bulur. Bir mabud vardır! Heykelin gözleri ışıl ışıl yanmakta ve çok korkunç bir ses çıkarmaktadır. Annesini öl­düren oğlan ve bir kadın bu şeytanın köleleridir. Doktor ve komiser saklandıkları yerden, büyük oğul ile yanındaki kadı­nın şeytana tapma ayinini ve şeytanın onlardan istediği kötü­lükleri seyrederler. Polisler, onları tutuklarlar. Şeytanın dostluğu yine insanı darağacına götürmüştür.
Komiseri tanıyan bir genç ondan bu hikâyeyi dinler. Es­rarengiz ve gizemleri çözülmeyen bu hikâyeyi öğrenmek için yaşayanları araştırmaya başlar. Komiser, ona her şeyi anlat­maz ve ısrarla bir noktadan sonra konuşmaz. Komiserin ço­cukluk arkadaşı ise ölmüştür. Cinayeti işleyen ağabeyi de ha­piste öldürülmüştür. Genç, artık bu hikâyenin bir sonu ol­madığına inanmıştır.

Etiketler:

Yorumlar

  1. Caabars dedi ki:

    Harikulade bir romanmış. Çok merak içerisindeydim. Çok beğendim. Peyami Safa okumaya çalışalım.

Yorum Yaz

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
Şiirde Ölçü (Vezin)