Baki
İstanbul’da yaşamıştır. Kadılık ve müdersislik yapmıştır. Medresede din adamı olarak yetiştiği, hocalık yaptığı halde eserlerinde din dışı konuları işlemiştir. İnsanlara, şiirlerinde, yaşamın zevk ve neşe içinde geçirilmesi gerektiğini önermiştir. Tasavvuftan hiç etkilenmeyen Baki, Divan şiirine yeni bir konu getirememiştir. Daha önce söylenenleri daha güzel bir söyleyişle dile getirmesi, onu Divan şiirinin ustalarından yapmıştır.
Aruzu ustaca kullanmış, dizelerinde ses güzelliğiyle söz ustalığını birleştirmiştir.
Şeyhülislamlığa getirilmediğinden, döneminin kötülüklerinden yakınan şiirler de yazmıştır. Döneminde “Şairler Sultanı” (Sultanüş Şuara) unvanıyla anılmıştır.
Dili ağırdır. Şiirlerini bir kuyumcu titizliği ile işlemiş, söz ve anlam sanatlarını ustalıkla kullanmıştır. En ünlü eseri. Terkib-i bent biçimiyle . Kanuninin ölümü üzerine yazdığı “Kanuni Mersiyesidir. Bu şiirde Osmanlının bu görkemli dönemini de betimlemıştir.
Türkçe bir Divanı vardır.
Yorumlar
Yorum Yaz
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Baki diğer divan şairlerimiz gibi insanı (mana bakimindan) büyük labirentlere sokan bir şairimiz. böyle buyuk bir saire şimdiden sahip çıkmamız gerek