ESKİCİNİN OĞULLARI
Bir ailenin dramı ve toplumsal koşulların aile üzerindeki olumsuz etkilerinin anlatıldığı Eskicinin Oğulları adlı bu roman 1962’de yayınlanmıştır. Bu ailenin bu şartlarda yaşama nedenleri ve ezilmişlikleri sorgulanarak ele alınır.
Eskicinin Oğulları Kahramanları (Kişileri):
Ali: Eskici babanın çok sevdiği küçük oğludur. Çalışkan, hırslı bir çocuktur.
Eskici: Zengin bir ailenin çocuğuyken tüm varlığını kaybetmiş, savaş yıllarında da ayağından sakat kalmış bir adamdır.
Mehmet: Eskicinin büyük oğludur. O da çalışkan, hırslı, olgun bir çocuktur.
Eskicinin, oğulları Ali ve Mehmet ile birlikte ayakkabı tamiri yapan bir ayakkabıcı dükkanı vardır. Eskici, zamanında zengin bir ailenin çocuğu olduğu için rahat bir hayat yaşamıştır, ayakkabı tamirciliğinden elde ettiği para onu hiç memnun etmemektedir.
Bir gün, tam karşısına aynı işi yapan bir başka dükkân daha açılır. Dükkânın sahibi Yugoslav göçmenidir. Dükkânın açılması ile eskicinin dükkânı artık aileyi besleyemeyecek hâle gelir. Eskici, işini kaybeden, üç çocuk babası olan oğlu Mehmet’in yeniden bir iş bulması gerektiğini düşünmeye başlar. Bu fikrini küçük oğlu Ali’ye söyler. Ali, babasına çok sinirlenir. Kendi çıkarları için öz oğlunu fazlalık gibi görmesine kızar. Olgun bir kişi olan Mehmet durumu öğrenince üzülmez. Babasını haklı bularak karısıyla gitmeye karar verir. Ali de bunu duyunca ağabeyiyle evden ayrılmayı düşünür.
Eskici, oğullarının bu başkaldırısına çok içerler. Üst üste şarap içer ve sarhoş bir hâlde oğlunun evine gider ve orada ağlar. Ali, karın tokluğuna çalıştığı hâlde hakaret gördüğü babasından bıkmıştır. Dükkânda babasıyla kavga eder ve ağabeyiyle gideceğini söyler. Eskici, önce bir sürü kötü laf sayar, sonra yalnız kalacağını düşünerek ağlamaya başlar. Mahallede de eskicinin karısı, oğlu ve gelini hakkında dedikodu eder ve onların evden ayrılışını kabullenemez.
Ali, Mehmet’in evine gider. Babasının hakaretlerini anlatır. Artık dükkâna ve eve dönmeme kararını açıklar. O sırada kütlü amelesi toplayan elçi gelir. Mehmet, Ali ve Mehmet’in kansı avans alırlar. İki kardeş karar verirler. Kütlüden kazandıkları para ile seyyar bir eskici dükkânı açacaklardır. Eskici, oğluna yaptığı hakaretten pişmanlık duymaktadır. Karısını Ali’ye gönderir, dönmesi için her yolu dener. Ali dönmez. Mehmet bir ara babasının dükkânına uğradığında ağzından kütlü İşine girdiklerini kaçırır. Babası önce çok öfkelenir. Sonra Mehmet’e, Ali’yi benden ayırma diye yalvarmaya başlar. Mehmet planlarını anlatır babasına. Eskici, biraz ikna olur. Oğullarının kazandıkları ile kendilerininkileri birleştirince ‘ısmanşçı’ dükkânı açabileceklerini hayal eder. Böylelikle eski zengin günlerine geri dönebilecektir. Mehmet, herkesin bu zengin olma zaafından yararlanarak onları kütlü işinde çalışma konusunda ikna eder. Anne bile çalışacaktır. Evin kızı Zeliha ikna olmaz yalnızca. Asil bir soydan gelen ailesine bunu yakıştıramamaktadır.
Aile, kötü bir kamyonla çalışmak için tarlaya doğru yol alır. Bu yolculuk esnasında Zeliha ile kamyonun şoförü Ünal arasında bir ilişki başlar. Aile, bir çadırda kalmaktadır. Sefil bir hayat vardır. Gece Zeliha ve Ünal buluşurlar. Birbirlerinden ayrılmayacaklarına söz verirler. Bu arada ailenin yiyecekleri tükenmek üzeredir. Herkes elçinin gelip avans vermesini beklemektedir. Elçi yerine Ünal gelir ve içki, yiyecek Atebrin hapı getirir. Aileye sıtma musallat olmuştur. Zeliha ve Mehmet’in çocukları ateş içinde yanmaktadır. Yine de aile pamuk toplamaya devam eder. Çünkü eski varlıklı günlerine dönebilmeleri için bu şarttır.
Eskici ile Ali yine kavga eder. Bunun üzerine eskici tarladan dükkânına geri dönmeye karar verir ve damadı gibi görmeye başladığı Ünal’a birlikte çalışmayı teklif eder. Ünal için bu çok iyi bir tekliftir. Fakat Ali ve Mehmet’ten çekinir. Herkes, Ali’yi Mehmet’in kışkırttığına inanmaktadır. Eskici Mehmet’e tokat atar, onları evlatlıktan reddettiğini söyleyerek karısı, kızı ve Ünal ile şehre döner. Tarlada ailenin yiyeceği tamamen tükenmiştir. Elçi gelince avans isterler, elçi ise az pamuk topladıkları için onlara kızar. Ramuklar tartılır ve toplanan pamuk avansın yarısını bile karşılamaz. Elçinin getirdiği usta işçiler onlara verilen tarlaya dalıp pamuk toplamaya başlarlar. Yeni gelen ailelerden birinin kızı olan Zeynep, sıtmadan harap olmuş Mehmet’in ailesine yardım eder ve Ali ile aralarında bir aşk başlar.
Eskicinin öfkesi geçmiştir. Ünal’ı bir hayvan gibi görmekte ve oğullarını özlemektedir. Bir gün Ali’nin dükkânının kapısına yığılıp kaldığını görür. Eskici onu kucaklar ve ağlamaya başlar. Mehmet, Ali’den daha kötü durumdadır. Mehmet’i hastaneye götürürler. Fakat yer bulamazlar. Eskici dükkânını satıp parayı oğullarının iyileşmesi için harcar. Gelin Zeynep, damat Ünal’ın fabrikada iş bulmasıyla roman sona erer.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.