Sadi-i Şirazi
Asıl adı Ebu Abdullah Muşarrif b. Muslih el-Şirazî olan, ancak Sadi-i Şirazi olarak tanınan şair, İran’ın yetiştirmiş olduğu en büyük şairlerdendir. 12 yaşında yetim kalan Sadî, ilk tahsilini Şiraz’da tamamladıktan sonra, Moğol istilası üzerine M.1225 yıllarında Bağdat’a gelir. Bağdat’ta Nizamiye medresesinde tahsilini tamamlar, ardından Şark-İslam ülkelerini gezmeye başlar. Kaynaklardan anlaşıldığı kadarıyla Sadî öncelikle Elcezire, Suriye, Anadolu, Mısır, Merakeş, Azerbaycan, Belh, Gazne ve Pencap yolundan ilerleyerek Gücerat’a uğrar. Uzun süre Delhi’de kalır, meşhur şair Emir Husrev-i Dihlevî ile burada tanışır. Sonra yolculuğuna devam eder, bir ara Kudüs’e giderken Frenklerin eline düşer. Daha sonra Trablus-şam’da esirlerle birlikte hendek kazarken, ileri gelen bir Halepli kendisini 10 dinar karşılığında esirlikten kurtarır. Esirlikten kurtulan Sadî, Halep’e geldikten sonra bu adamın kızıyla evlenir. Bu uzun ve maceralı yolculuktan sonra Sadî, M. 1257 yılında Şiraz’a döner. Bu yıllarda Salgurlular’dan Ebu Bekr b. Sad b. Zengî (M.1231-1260) Moğollarla anlaşma yapmış ve rahat bir dönem başlamıştır.
Bu hükümdar tarafından iyi bir kabul gören Sadi, önce Bostan’ı, bir yıl sonra da Gülistan‘ı kaleme alır. Şöhreti bir anda ülke sınırları dışına taşan Sadî’nin güzel yılları uzun sürmez. Şiraz’a gelişinden beş yıl sonra hem devrin padişahı hem de onun oğlu vefat eder. Ardından M. 1264 yılında ülke Moğolların hâkimiyeti altına girer. Bunun üzerine Sadî, Şi-raz’dan ayrılır, Mekke’ye gider, uzun seyahatlerden sonra tekrar Şiraz’a döner. Ömrünün son yıllarını burada ibadetle geçiren Sadî, 1292 yıhnda vefat eder, mezarı Şîrâz’dadır.
Yorumlar