Sefiller
Eser Hakkında:
1840-1861 yılları arasında yazılan Sefiller, Victor Hugo‘nun en meşhur romanıdır. Sefiller, adaletsizliğe karşı bir hücum niteliği olan roman yaklaşık beş cilt hâlinde yayınlanmıştır. 1863’te yayınlanan eser, romantizm akımının şaheseridir.
Sefiller Kahramanları (Kişileri):
Jean Valjean: Romanın başkahramanıdır. Önceleri basit, sıradan, çalışkan bir köylüdür. Küreğe mahkûm edildikten sonra hayata, insanlara, cemiyete küser ve her şeyden nefret eden bir insan hâline gelir. Daha sonra ıslah olur ve faziletli, dürüst, ahlaklı, fedakâr bir insan olarak hayatını sürdürür.
Mösyö Bienvenu: Jean Valjean’ın hayatını değiştiren iyiliksever, melek gibi bir kişi olan piskoposun adıdır.
Cosette: Jean Valjean’ın evlatlık kızıdır. Sevimli, sempatik, güzel, iyi yetişmiş, nazik bir kızdır.
Fantine: Cosette’in annesidir. Mütevazi bir kadındır. Erken yaşta ölür.
Javert: Polis memurudur. Hukuku idealleştiren bir kanun adamıdır. Aşırı derecede ahlakına düşkün biridir.
Marius: Asil bir aileye mensup Cosette ile evlenen iyi bir gençtir.
1798 Fransız İhtilali’nden sonraki günlerde fakir bir rençber olan Jean Valjean, aç yeğenlerini doyurmak için bir fırından ekmek çalmak zorunda kalır. Yakalanır. Bu yüzden bir kadırgada kürek mahkûmu edilmiştir. Bu devre kanunların en şiddetli olduğu bir dönem olduğundan ufak bir suça dahi büyük bir ceza verilmektedir.
Jean Valjean, bu adaletsizlik yüzünden mahkûmiyeti boyunca cemiyetten, devletten nefret eder. Defalarca kaçmak istediği için mahkûmiyeti on dokuz seneye çıkarılır. Bir gün, hapisten ayrılır. Fakat işsiz güçsüzdür. Hayatını kazanmak, karnını doyurmak için memleketleri dolaşır ve nihayet D şehrine gelir. Bir kürek mahkûmu olduğu için kimse ona yatacak yer vermez. Kasabanın iyiliksever piskoposu Myriel onu misafir eder. Piskoposun misafirperverliğine karşılık Jean Valje-an onun gümüş takımlarını çalar. Polis onu yakalar. Piskopos, polislere takımları Jean Valjearîa hediye ettiğini söyler. Valje-an, seneler sonra ilk defa insan gibi bir muamele ile karşılaşmıştır. Çok duygulanır. Bu hareket onda büyük bir değişiklik yapar ve iyi bir insan olmaya karar verir. Bu piskoposun güvenine layık olmak için faziletli bir insan olmaya, insanların yararına çalışmaya azmeder.
Jean Valjean, ismini Madalenie olarak değiştirir ve hayata yepyeni, iyi bir insan olarak başlar. Seneler geçmiştir. Fransa’da küçük bir kasabada ucuz mücevharat satıcılığı yapmaktadır. Kasaba halkının güvenini kazanmış, zengin bir insandır. Daha sonra kasabaya belediye reisi seçilir. Bu arada Fantine adlı fakir bir kadın ölünce kızı Coserte’i evlat edinir. Kasabanın polis müfettişi Javert, amirinin kimliğinden şüphelenir. Onu tam yakalatacağı sırada adı Valjaen olan birinin yakalandığını ve kürek mahkûmu olarak kadırgaya gönderildiğini öğrenir. Belediye başkanından özür diler, şüphelendiği için vicdan azabı duyar ve istifa etmek ister. Jean Valjaen istifayı kabul etmez. Fakat Jean Valjean kendisinin yerine başka birinin ceza çektiğini öğrendiği için vicdanen çok rahatsız olur. Kahramanca bir hareketle mahkemeye gider ve suçunu itiraf eder, tekrar küreğe mahkûm edilir.Bir süre sonra, Jean Valjean bir rahibenin yardımıyla hapisten kaçar. Belediye reisi iken biriktirdiği para ve Cosette ile Paris’e gider. Bir rahibe manastırında bahçıvan olarak çalışmaya başlar. Cosette de, manastırın mektebine devam etmektedir. Böylece, Javert’ten uzakta, güvenli yıllar geçirirler.
Paris’in uzaklarında bir köşk alırlar. Cosette, büyümüştür. Paris’te talebe olan Marius Pontmercy adında bir gençle tanışır. Marius’u eski bir burjuva olan büyük babası yetiştirmiştir. Marius, ise eskiden baron olan babasının hatırası ile yaşamaktadır. Yirmi yaşında olan Marius fakir bir hayat sürmeyi ve radikal arkadaşları ile yaşamayı tercih etmektedir. Cosette ve Marius, Luxemburg parkında görüşürler ve birbirlerine âşık olurlar.
Bu arada, Paris’te iç huzursuzluklar baş gösterir. Sosyalistler hanedana karşı başarısızlıkla sonuçlanan bir başkaldırı hareketinde bulunurlar. Valjean da isyana katılır. Marius ve Javert’e yardım eder. Javert’i ölümden kurtarır. Valjean’in bu yardımı, Javert’in hukuka dayanan ahlaki dünyasını altüst eder. Bir mahkûmun kanunlara uyan bir vatandaştan daha iyi olabileceği gerçeği ile yüz yüze gelir. Yıllarca aradığı Valjean’ı tutuklamaz ve boşa geçirdiğini düşündüğü hayatına son verir.
Marius, Valjean’ın kendisinin hayatını kurtardığını olay esnasında baygın olduğu için bilmemektedir. Jean Valjean kalan parasını Marius’la Cosette’i evlendirmek için harcar ve onların hayatına gölge düşürmemek için inzivaya çekilir. Bir süre sonra, Valjean, ölüm döşeğinde senelerce önce piskoposun ona verdiği şamdanları kızı Cosette’e hediye ederek hayata gözlerini yumar.
Yorumlar
Yorum Yaz
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
üzüntülü ve macera dolu