SİNEKLİ BAKKAL
Bu roman, Halide Edip Adıvar’in edebî anlayışı ve sanatında yeni bir dönemin başlangıcıdır. II. Abdülhamit dönemi şartlarını fakir bir mahalle çerçevesinde anlatan bir romandır. Romanda dönemin her kesimden insan bir arada ve tüm özellikleriyle yer alır. Bu bakımdan, döneme her yönüyle ışık tutan çok önemli bir eserdir.
Sinekli Bakkal Kahramanları (kişileri):
Emine: Sinekli Bakkal Sokağı’nın imamının kızı, Kız Tevfik’in karısı, Rabia’nın annesidir. Babasının verdiği eğitim nedeniyle oldukça tutucu ve hayata maddi açılardan bakan bir kahramandır.
Kız Tevfik: Rabia’nın babasıdır. Karısı Emine’nin aksine, rahat, deli dolu, neşeli bir kahramandır. Tiyatro ile uğraşmaktadır.
Rabia: Ailesinden dini eğitim almış, sesi çok güzel olan bir genç kızdır. Musiki ile uğraşmaktadır. Dinine bağlı bir kişi olan Rabia, romanın başkahramanıdır. Romanda Doğu medeniyetini temsil etmektedir.
Peregrini: İtalyan asıllı bir kişidir. Romanda musiki ile uğraşan, duygusal, hassas bir kahraman olarak işlenir. Batı medeniyetini temsil eder.
Vehbi Dede: Mistik bir kişiliktir. Kâmil insanı sembolize eder. Dinî ve şahsi özellikleri bir arada işlenir. Olgun, bilge, zarif bir kahramandır.
Diğer Kahramanlar: İmam, Zaptiye Nazırı Selim Paşa, oğlu Hilmi Bey.
Olaylar İstanbul’un yoksul, mütevazi kenar mahallelerinden biri olan Sinekli Bakkal’da geçmektedir. II. Abdülhamit dönemidir. Mahallenin, dini daha ziyade şekli anlamda yaşayan imamının Emine isimli bir kızı vardır. Emine de tıpkı babası gibi oldukça tutucu bir kahramandır. Aynı semtte yaşayan Kız Tevfik’e âşık olmuştur. Tevfik, orta oyunlarında zen-ne(kadın) rolüne çıktığı için mahalleli ona ‘Kız Tevfik’ lakabı takmıştır. Düzenli bir işi olmayan Tevfik, uçarı bir gençtir. Fakat o da Emine’yi sevmektedir. Bu ilişkiye Emine’nin babası karşı çıkar. Emine, ailesine rağmen Tevfik’le evlenir. Bu yüzden babası Emine’yi evlatlıktan çıkarır.
Tevfik’le Emine’nin evliliği başlangıçta güzel gider. Fakat aralarında müthiş bir hayata bakış farklılığı vardır. Tevfik sanatkâr ruhlu bir adamdır. Karısı Emine, onu anlayacak seviyede değildir. Bir süre sonra, Tevfik’in bakkal olan dayısı ölür. Bakkal onun üzerine kalır. Emine, kocasını bakkalı işletmesi için zorlar. Bu iş, Tevfik’e göre değildir. İşe adapte olamaz, kişiliğinden tavizler verdiğini anlayınca işi bırakır. Bakkalı Emine işletmeye başlar. Bununla beraber, bu olay aralarının iyice açılmasına neden olur. Bir gün, Emine, Tevfik’in arkadaşlarına onun taklidini yaptığını görür ve anlaşamadığı bu adamdan ayrılmaya karar verir. Boşanmadan hemen sonra Tevfik, Gelibolu’ya sürülür.
Emine, boşanmadan az önce hamile olduğunu anlar. Boşandıktan sonra babasının evinde kızını dünyaya getirir. Adını Rabia koyar. Emine ve babası İmam, Rabia’yı sıkı bir dinî eğitimden geçirirler. Bu arada, sürekli olarak babasını kötülerler. Rabia, babasının bir cehennemlik olduğunu öğrenerek büyür. Rabia, 11 yaşındayken hafız olur. Sesi çok güzeldir. Camilerde, konaklarda mevlit okur. Çevresinde sesiyle ün salar. Bir gün Rabia’yı zaptiye nazırı Selim Paşa dinler. Ona hayran olur ve himayesine alır. Konağında ona musiki eğitimi aldırır. Rabia, Mevlevi dervişi Vehbi Dede ve İtalyan müzisyen Pe-regrini’den ders almaya başlar. Bu arada, iyice yetişkin bir kişi olan Rabia, babasını bulur. Onun ailesinin anlattığı gibi suçlu olmadığını anlar. Ailesini terk ederek, babasının yanına yerleşir. Romanda, bir başka gelişme Selim Paşa’nm konağında olur. Selim Paşa padişah yanlısı ve idarenin en güvendiği devlet adamlarından birisidir. Bununla beraber, oğlu Hilmi, padişahın karşısında olan Genç Osmanlılar örgütündendir. Kız Tevfik de Genç Osmanlılar’in gizli neşriyatını taşıma görevi yapmaktadır. Her ikisi de yakalanır ve sürgüne gönderilir. Selim Paşa, oğlunun padişaha ihanetini affetmez, sürgüne göz yumar. Rabia’yı yine korumaya devam etse de Rabia bu olay üzerine konaktan tamamıyla ayrılır ve mahallesine döner.
Rabia bundan sonra babasının dükkânını işleterek hayatını kazanmaya başlar. İtalyan hocası Peregrini ona âşıktır. Rabia’yı bütün mevlütlerde, programlarda izlemektedir. Ra-bia’ya aynı şekilde derin bir aşk duyan Vehbi Dede’nin yardımıyla aşkını Rabia’ya anlatır. Rabia’ya olan aşkının da etkisiyle Müslüman olmaya karar verir. Daha sonra da Rabia ile evlenir.
Yıl 1908’i bulmuştur. Meşrutiyet ilan edilince Kız Tevfik serbest bırakılır. İstanbul’a gelince mahalleli onu bir kahraman gibi karşılar. Tevfik eline torununu alınca çok mutlu olur.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.