Vadideki Zambak
Eser Hakkında:
Bu romanun yazarı için asrının en gerekli yazarlarından biri olduğu söylenmektedir. Çünkü Balzac, kendi çağını eserlerinde çok başarılı bir tarzda yansıtmıştır. Balzac’ın romanlarında genel olarak şu temalar dikkati çekmektedir: Kır hayatı, özel hayattan manzaralar, felsefi incelemeler, analitik incelemeler… Kır hayatının ön planda olduğu romanlarından başta geleni Vadideki Zambak‘tır. Realist bir üsluba sahip Honore De Balzac‘ın Vadideki Zambak adlı eseri ilk kez 1885 yılında yayınlanmıştır. Romanın olayları 1809-1836 yılları arasında geçmektedir.
Vadideki Zambak’ın Kahramanları (Kişileri):
Felix de Vandenesse: Aile sevgisi görmemiş, ilgiye muhtaç, duyguları ve aklı arasında denge kurmaya çalışan, çalışkan, hassaz bir gençtir.
Henriette de Mortsauf: Felix’in sevgilisidir. Ondan yaşça büyük olmakla birlikte çok güzel bir kadındır. Sevmediği, sert bir adamla evlidir. Felix’e âşık olduğu hâlde ahlakını hep muhafaza eder. Bu uğurda Felix’i kaybetmeyi dahi göze alan bir kadındır.
Aristokrat bir ailenin küçük oğlu Felix de Vandenesse, ailesinin sıcak sevgisinden, ilgisinden yoksun, otoriter bir ortamda yetişmiş, çalışkan bir çocuktur. Restauration devrinin yaklaştığı sırada Felix’i babası Tours’a çağırır. Felix, babasının davetine hemen itaat eder. Tours’a gittikten sonra, bir gün bir baloya katılır. Baloda bir genç kadın görür. Onun güzelliği karşısında âdeta büyülenir, ona karşı derin bir sevgi duyar. Bu genç kadını uzun süre unutamaz. Bir gün, İndre nehrinin kıyısında Clochegourde şatosunda bu genç kadınla karşılaşır. Genç kadının adı Kontes Henriette de Mortsauf tur. Felix, kadının güzelliğinin vadinin adı ile özdeşleştiğini düşünür. Va-di’nin adı Zambak’tır. Henriette de tıpkı zambaklar gibi temiz, saf ve güzeldir. Felix ve Henriette tanışırlar. Henriette, Felix’e hayat hikâyesini anlatır. Henriette, evlidir ve kocası asık suratlı, sert, soğuk bir insandır. Mutsuz bir hayatı vardır. Felix de ona ailesinin hâllerinden, kederli çocukluğundan bahseder. Karşılıklı dertleşmeler her ikisini de birbirine yaklaştırır. Aralarında temiz fakat gizli bir aşk başlar. Sürekli görüşmektedirler. Bir gün, Felix’in mevki sahibi olması için buradan uzaklaşması gerçeği ile yüz yüze gelirler.
Felix, saraya girer, XVIII. Louis’nin dikkatini çekmeyi başarır ve kısa zamanda Danıştay başyardımcılığına kadar yükselir. Aşkına sadıktır, Henriette’yi asla unutmaz, sürekli mektuplaşırlar. İki yıllık bir ayrılıktan sonra tekrar görüşürler. Henriette’nin kocası uzun süren bir hastalığa yakalanınca Henriette ve Felix arasındaki ilişki daha da derinleşir. Fakat bir süre sonra Felix, Paris’e dönmek zorunda kalır.
Felix, Paris’teki hayatı sırasında, elit tabakadan Lady Dudley adında biri ile tanışır. Onun gösterişinden etkilenir ve bir süre âşık olduğunu zanneder. Bu olayı öğrenen Henriette hastalanır, sonunda Felix’i affetse de bu hastalık onun ölümüne neden olur. Güzel, parıltılı İngiliz Lady’den bıkan Felix, Clochegourde’e döner. Geldiğinde Henriette can çekişmektedir. Henriette, ona bir mektup bırakmıştır. Mektupta aşkı, arzuları ve ahlaki değerleri, eş olma sorumluluğu arasında yaşadığı çelişkiler, çatışmalar yazmaktadır. Henriette, sonuna kadar ahlakını muhafaza etmekle birlikte pek çok kez içinde savaşlar yaşamıştır. Felix, bir süre sonra kendini toplamaya çalışarak Paris’e döner, orada kendini edebiyata, bilime, politikaya vererek avutmaya çalışır.
Yorumlar